Konu korku filmlerine gelince aslında oldukça tartışmalı bir durum söz konusu. Korku filmi severler ve neredeyse hiç izlemeyenler diye iki grup oluşmuş durumda. Biz bugün hazırladığımız listede 2000'lerde çıkmış olan en iyi 25 korku filmini seçtik. Korku filmlerini "basit" yapımlar olarak gören sinemaseverlerin fikirlerini değiştirebilecek filmleri seçmeye çalıştık.

İşte 2000'lerde çıkmış en iyi 25 korku filmi:

25. Martyrs

Kısa bir süre önce ortadan kaybolan Lucie bir gün tekrar ortaya çıkıverir. Henüz 10 yaşında olan kızcağızın vücudunda işkence izleri bulunur ancak herhangi bir cinsel saldırıya ilişkin bulgu yoktur. 1970'li yılların Fransa'sında bu durum merak ve korkuyla karşılanmıştır. Kimse küçük kızın neden ve nasıl kaçırıldığını anlayamaz. Çünkü küçük kız konuşmayı unutmuş ve bilinci yarı kapalı bir haldedir. Hastanede Anna adında bir kızla arkadaşlığı biraz iyi gelse de zamanla olay unutulur gibi olur. Ancak aradan geçen 15 koca yıl sonra ilginç bir gelişme yaşanır. Sıradan bir ailenin kapısı çalar. Evin babası kapıyı açar ve elinde av tüfeğiyle bekleyen Lucie'yi karşısında bulur. İşkencecisini bulduğuna ikna olan Lucie tetiği çeker. Hit Fransız korku filmi, sert sahneleri kadar, farklı bir kurguya sahip olan senaryosuyla da ilgi çekiyor. Türün meraklılarından tam not aldı.

24. Ginger Snaps

Bridgette ve ablası Ginger, 15 ve 16 yaşlarında iki genç kızdırlar. Banliyöde, kısıtlı bir çevrede yaşayan ve çevrelerindeki diğer kızlardan bir hayli farklı olan kızkardeşler, yalnızlıklarını ancak birbirleri sayesinde azaltabilmektedirler. Ölümle ve karanlık ne kadar ton varsa hepsiyle ilgili olan kardeşler, komşularının köpeklerini parçalayan gizemli bir yaratık mahalleyi tehdit edince de ilgi alanlarından uzak durmazlar. Gece yarısı ormanda parçalanmış köpekleri görüntülemeye çalıştıkları bir sırada, yaratık Ginger’a da saldırır ve onu kötü şekilde yaralar. Bu badireyi böylece atlatan ve bu olayı kimseye söylemeyeye karar veren kardeşlerden Bridgette, ablasındaki yaraların olağanüstü biçimde hızla iyileştiğini fark ettiğinde çok şaşırır. Bir süre sonra yaralarından kıl tüy çıkmaya başlayan Gİnger’daki değişiklikler bununla da sınırlı kalmayacaktır.

23. The Strangers

Yönetmen Bryan Bertino'nun, çocukluğunda yaşadığı ve etkisinden çıkamadığı bir olayı senaryolaştırarak beyaz perdeye aktardığı bu filmde, Kristin McKay ve James Hoyt adındaki çiftin travması anlatılıyor. McKay ve Hoyt bir dostlarının düğününe katılırlar. Dönüşte, James’in ailesinin yazlık evinde bir gece geçirmeyi planlamaktadırlar. Romantik başlayan geceleri, kimliği belirsiz üç kişinin ortaya çıkması ve hayatlarını bir cehenneme çevirmesiyle devam edecektir. Güvenli sandıkları evleri, bu maskeli yabancılar tarafından terör ortamına çevrilirken, güzelliği dillere destan Liv Tyler gözlere hitap ediyor. Sanatçının bu tip bir gerilim filminde ilk kez yeraldığını da belirtelim.

22. The Others

Amerika İkinci Dünya Savaşı'nın yaralarını sarmaya çalışmaktadır. New Jersey'de hayatını devam ettirmekte olan Grave ise savaşta eşini kaybetmiştir. Çocuklarının güneşe karşı alerjisi olduğundan oldukça karanlık bir evde yaşamaktadırlar. Grace, onlardan yardım almak üzere malikanelerine gelen insanlara yardım edip onlara iş vermektedir. Grace'in kızı olan Anne ise, Victor isimli bir hayali arkadaşa sahiptir. Bir gün oluşan sis yüzünden evin dünyanın geriye kalanıyla olan irtibatı tamamen kesilir. Grace ve çocukları, bir türlü güvenemedikleri çalışanlarıyla beraber yalnız kalmışlardır.

21. 28 Weeks Later

Son yılların en kaydadeğer film-noir serilerinden 28 Hafta Sonra, başarılı bir devam filmi. Yönetmenliğini Danny Boyle’un gerçekleştirdiği ilk film olan 28 Gün Sonra'dan beş yıl sonra çekilen bu yapımda bu defa Bahis filminin başarılı senarist ve yönetmeni Juan Carlos Fresnadillo korku unsurlarını üst düzeyde kullanarak başarılı bir ikinci filme imza atmış. Rage virüsünün Britanya adalarına yayılmasının yarattığı karışıklık kontrol altına alınmış ve halk yavaş yavaş boşaltmak zorunda kaldıkları evlerine geri dönmeye başlamışlardır. Amerikan ordusu da, Londra’nın çeşitli yerlerinde düzenin sağlanması ve insanların güvenle evlerine yeniden yerleşebilmelerini sağlamak için yardım etmektedir. Öte yandan Rage virüsü, bütün planları alt üst edecek kadar tehlikeli ve sinsi bir virüstür. Herkesin, tehlikenin geçmiş olduğunu düşündüğü bir anda kenara çekilmiş ve çok daha tehlikeli bir şekilde yeniden harekete geçeceği zamanı beklemektedir. Nitekim evlerine geri dönebilmenin sevincini yaşayan bir ailenin ferdi, korkunç virüsü hala vücudunda taşımaktadır. Virüs ise yeniden ortaya çıkacağı en doğru zamanı beklemektedir.

20. May

Büyüme çağında takmak zorunda olduğu korsan bantı ile kapatılmış tembel gözünün de etkisi ile zor bir çocukluk geçirmiş yalnız bir genç kadının, etrafındaki insanlarla bağlantı kurmaya yönelik çaresiz çabaları da sonuç vermemektedir. Genç bir kadın olduğunda bile tek arkadaşı annesi tarafınfan hediye edilmiş bir oyuncak bebektir. Çevresindeki insanlarla tanışmaya ve arkadaş olmaya çalışması giderek ölümcül bir kargaşaya dönüşecektir.

19. Wolf Creek

Tam da çalılıklar arasında yürümenin güvenli olduğunu düşündükleri sırada Mick Taylor çıkagelir…Kristy, Ben ve Liz, yirmili yaşlarında üç genç arkadaş, Avusturalya’ya doğru bir tatile çıkarlar. İstedikleri yeni mekanlarda var olmak, taptaze heyecanlara bulaşmaktır. Ancak “Wolf Creek” Park’ına gelip de geleceklerine dair pembe hayallere sürüklenirlerken kendilerini bekleyen dehşet dolu dakikalardan habersizdirler. An gelip de arabalarının arıza yapmasından ötürü yolda kaldıklarında, Mick Taylor’ın kamyonetinin farı ile aydınlanan yolları çıkmaza götürecektir onları. Başlangıçta bu kendilerine uzanan bir yardım eliymiş gibi görünse de korkunç bir sürecin başlangıcından öte bir şey değildir. Film, Avustralya’da yaşanan gerçeklere temas ediyor.

18. Kill List

Elindeki işi yüzüne gözüne bulaştırdıktan sonra yeni görev üstlenen bir tetikçi üç cinayet için garanti vererek önceki başarısızlığına dair sağlam bir bedel ödeyecektir. Başlangıçta kolay bir iş gibi görünen olay çok geçmeden farklı bir biçimde çözülmeye başlar. Öyle ki katilin kalbi dipsiz karanlıklara doğru yola çıkacaktır. Bedel sözcüğü hiç ummadığı bir anlamda gerçek olacaktır. Hayatı yönetenin kişinin kendisinden ziyade çok daha yüksek bir güç ve enerji olduğu aşikardır. Ve elbette duruma teslimiyet kaçınılmazdır.

17. The Host

Film Han Nehri dolaylarında geçiyor. Bu muhteşem manzara aslında korkunç olaylara gebe ve bunu uzun bir süre kimse farkında olmadan yaşamış durumda. Seul’un iki yakasını bir araya getiren bu nehir, derinlerinde dehşet saçan bir yaratık saklıyor. Amerikan savaş gemileri bir zaman önce bu bölgeye ciddi miktarda kimyasal atık bıraktığı için zamanla bir yaratık peydahlanmış. Umulmadık bir anda kendini gösteren bu yaratık hükümetin müdahelesi ile yok edilmek istenince daha da dehşet dolu anlar yaşanmaya başlayacaktır. Yaratık insanlara ölümcül bir virüs bulaştırmaktadır.

16. Trouble Every Day

Shane ve June Brown Paris’e balayı için gelmişlerdir. Shane içinse bu balayı aslında bir bahane görünümündedir. Shane’in asıl derdi, adı pek iyi anılmayan bir klinikteki hekimin izini sürebilmektir. Parisli bir kadın olan Core seks yaparken kontrol edemediği bir öldürme ve et yeme arzusunun giderek daha derin bir şekilde pençesindedir. Shane de benzeri bir obsesyonun ortasında kendini kontrol etmeye çalışmaktadır. Eşi için yaptığı açıklamalar inandırıcı olmamakla birlikte, Shane’in arayışı, kafasındaki hastalığın pençesinde olan Core’nin yaşadıklarıyla giderek daha benzeşen bir şekilde karşımıza çıkacaktır. Core’nin beraber olduğu tüm erkekleri benzer bir son beklemektedir...

15. The Devil’s Backbone

1939 yılı, İspanya İç Savaşı'nda Franco'ya karşı savaşan Cumhuriyetçi bir direnişçi, küçük oğlu Carlos'u yetimhaneye bırakır. Franco'ya karşı direnişlerin çocuklarını saklayan bu yetimhanenin başında Carmen ve ona gizli bir aşk besleyen Profesör Casares bulunmaktadır. Yetimhaneye geldiği ilk günden beri, yaşça ondan daha büyük olan çocuklar Carlos ile uğraşmaya başlarlar. Ancak Carlos'la uğraşan yalnız bu çocuklar değildir; Carlos gizemli bir güç tarafından izlenmektedir.

14. The Cabin In The Woods

Drew Goddard'ın yönettiği ''Dehşet Kapanı'' (The Cabin in the Woods) beş arkadaşın ormanda bir kır evine gitmeleriyle yaşanan kötü olaylara ilişkin klasik bir korku filmi gibi başlıyor. Ancak her tarafın kan gölüne dönmesinin ardından gençler geleneksel korku filmi tepkileri vermeye başlayınca, kontrol odasındaki bir grup teknisyen, korkan gençlerin her hareketini takip ediyor, hatta hareketlerine yön veriyor. Film bu aşamadan sonra hayal gücü ve ince mizah harmanından oluşan bir macerada korku filmi geleneklerini alt üst ediyor. Filmin başrollerini Chris Hemsworth, Kristen Connolly, Anna Hutchison, Fran Kranz, Jesse Williams, Richard Jenkins ve Bradley Whitford paylaşıyor.

13. Pulse

Tokyo kenti bir intihar salgınıyla çalkalanmaktadır. Tüm şehirdeki insanlar kendilerini eve hapsetmektedir, intiharlar artmıştır. Bunun nedenini araştıranlar, buna internet kullanıcılarının karşısına aniden açılan bir web sitesinin neden olduğunu anlarlar. Web sitesi açılır açılmaz 'Bir hayaletle tanışmak ister misiniz?' sorusuyla karşılaşılmaktadır ve tüm şehir bu sitenin bağımlısı olmaya başlamıştır. Film, internet yaygınlaşmasıyla birlikte meydana gelen iletişim bozukluğuna ve izolasyona eleştiri getiriyor. Ayrıca, Hollywood tarafından 2005 yılında Pulse adıyla tekrar çekilmiştir.

12. The Orphanage

Fantazmatik unsurlar, dramatik bir yapı ve korku elementleri birleşirse ne olur? Ortaya Yetimhane filmi çıkar. İşte yönetmen Juan Antonio Bayona'nın 2008'de vizyona soktuğu bu Meksika - İspanya ortak yapımı filmde öksüz ve yetimlerin korku dolu hayatları işleniyor. The Orphanage (Yetimhane), yaşamın kırılganlığı, kaybedilmişlerin ıstırabı ve bir annenin sonsuz sevgisi üzerine kurulmuş bir dram. Laura, çocukluğuna dair en mutlu günlerini deniz kenarındaki bir yetimhanede geçirmiştir. Yetimhanenin çalışanları ve Laura'nın birlikte büyüdüğü arkadaşları ona her zaman ilgi ve şefkat göstermişler, sevgilerini asla esirgememişlerdir. Şimdi, 30 yıl sonra, Laura, kocası Carlos ve 7 yaşındaki oğlu Simon'la çok güzel yıllar geçirdiği yetimhaneye geri dönmüştür. Hayali, uzun süredir kapalı olan yetimhaneyi restore ettikten sonra engelli ve hasta çocuklar için bir yaşam alanı haline getirmektir.

11. The Ring

Şehirde bir efsane dolaşmaktadır. Rivayete göre, insanların seyrettiği bir kaset, bu insanların yedi gün sonra ölümüne sebebiyet vermektedir. Denilen odur ki, dört genç, sırf bu kasetleri izledikleri için şüpheli bir biçimde ölmüşlerdir. Rachel yaşanan bu tuhaf olayları bir şekilde aydınlığa kavuşturmaya kararlıdır. Ancak araştırmaları esnasında küçük oğluyla birlikte kaseti izlemek durumunda kalmıştır. Rachel'ın artık bu olayları çözmek için sadece yedi günü vardır.

10. Inside

Fransa'nın gore özellikler taşıyan korku filmi A l'intérieur, dünya korku filmi piyasasına Avrupa semalarından alternatif bir seçenek öneriyor. Hamileliği esnasında geçirdiği trafik kazasında kocasını kaybeden Sarah, henüz eşinin acısını unutamamıştır. Doğumuna bir gün kala kendisini tanıyan gizemli bir kadın ansızın kapısında belirir. Sarah'dan ne istediği belirsiz olan bu kadının ortaya çıkmasıyla kâbus dolu anlar başlar. Bu, içerde ağır darbelere yol açacaktır. Bol kan, gözyaşı ve şiddet vaadeden bu filmin yönetmenleri Alexandre Bustillo ve Julien Maury.

9. Let The Right One In

Sürekli hor görülen bir ergenin kankası vasıtasıyla hayattan, kaderden ve berbat okul arkadaşlarından hesap sormasının hikayesi "Gir Kanıma". Son dönem korku sineması örneklerinden klişe kullanmaması ve bir hayli özgün içeriğe sahip olmasıyla öne çıkan "Låt den rätte komma in", Stockholm'ün varoşlarında annesiyle birlikte yaşayan küçük Oskar'ın tuhaf hikayesini anlatıyor. Kahramanımız Oskar, sık sık da şehir dışında yaşayan babasını ziyarete gitmektedir. Arkadaşları tarafından çoğu zaman aşağılanan ve sürekli alay edilen bir çocuk olan Oskar öc alacağı günlerin hayalleriyle yaşamaktadır. Bir gece soluk benizli bir kızla tanışan Oskar, Eli adındaki bu "değişik" kızla çok yakın arkadaş olur. Birlikte güzel zaman geçirseler de Eli'ın bir sırrı vardır. Bir vampir olan Eli, Oskar'la arasındaki arkadaşlığa bunu yansıtmasa da zamanla ikilinin başına büyük dertler açılır. Son dönem Kuzey Avrupa sinemasından çıkan en çarpıcı yapıtlardan biri olan 'Gir Kanıma', sanat sinemasıyla vampir filmleri janrının başarıyla harmanlandığı yapımlardan biri.

8. Cure

Tokyo'da korkunç cinayetler işlenmektedir. Cinayetlerin arasındaki tek bağlantı kurbanların boyun bölgesine oyulmuş X harfi ve cinayet mahalline yakın yerlerde bulunmuş hiçbir şey hatırlamayan insanlardır. Dedektif Takabe ve psikolog Sakuma'nın araştırmaları sonuca ulaşmamaktadır. Ancak son cinayetten sonra olay yerinin yakınlarında bulunup tutuklanan genç adamda bir gariplik vardır. Dedektif Takabe'nin bu adamın cinayetlerle bağlantısını araştırması aynı zamanda bir dizi olayların başlangıcıdır.

7. The Descent

Genç ve güzel altı maceracı kız arkadaş heyecan dolu bir tatil için bir araya gelirler. Planları da derin bir mağaraya iniş yapmaktır. Meraklı gözlerle inceledikleri mağarada büyük bir kayanın düşmesiyle çıkış yollları kapanır. Artık karanlıkta onları aydınlatan tek şey fenerlerindeki zayıf ışıklardır. Av bekleyen yeraltı dünyasının ev sahipleri en az başlarına gelen bu olay kadar korkunçtur. Çıkış yolu arayan bayanlar arasındaki sırlar açığa çıktıkça gerilim de artar. Birbirlerine sırt dönmeleriyle kurtuluş yolunda artık herkes kendinden sorumludur.

6. Hereditary

Graham ailesinin sert maderşahisi Ellen öldüğünde, kızı Annie ve ailesi atalarının gizemli ve giderek korkunçlaşan sırlarını keşfetmeye başlar. Keşfettikleri karanlıklaştıkça, aile üyeleri kendilerine miras kalmış gibi görünen bu korkunç kaderden kurtulmak için daha fazla mücadele etmek zorunda kalır. Ailevi bir trajediyi uğursuz ve derinden sarsıcı bir şeye dönüştüren olaylar, kalan paramparça mirasın gölgesini taşımaktadır... Ari Aster’in yönetmen koltuğunda oturduğu filmin oyuncu kadrosunda Toni Collette, Gabriel Byrne, Alex Wolff, Milly Shapiro gibi isimler yer alıyor.
 

5. 28 Days Later

İngiltere'de bir genetik araştırmalar ensitüsünde bilimadamları insan doğasındaki şiddeti ve öfkeyi önleyebilmek amacıyla bazı tehlikeli deneyler yapmış ve bunun sonucunda 'rage' adını verdikleri bir virüs geliştirmişlerdir. Ancak bu araştırmalarda denek olarak maymunların kullanıldığını öğrenen hayvan hakları koruyucusu bir grup eylemci, bilimadamlarının maymunlara zarar verdikleri gerekçesiyle kendi yöntemleriyle deneylerin yapıldığı binaya sızarak korunaklı kafeslerde tutulan ve bilimadamlarının 'rage' virüsü aşıladıkları maymunlardan birini serbest bırakırlar.Fakat serbest kalan maymun kafesten çıkar çıkmaz eylemcilerden birine saldırır ve olaylar içinden çıkılmaz bir hal alır.

4. Midsommar

Ritüel, genç bir kadının ve onun erkek arkadaşının İsveç'te yerel bir pagan kültürünün avı haline gelene kadar geçirdikleri yolculuğu anlatıyor. Geleneksel Midsommar festivaline katılmak isteyen Dani ve Christian, üniversiteden arkadaşları ile birlikte İsveç’e doğru yola koyulur. İlişkilerinin üzerinde kara bulutlar dolaşan çift, İsveç’in köyünde gerçekleştirecekleri bu tatili ilişkilerini kurtarmak için son şans olarak görür. Çılgın tatillerini geçirecekleri mekanı gören gençler, yemyeşil cennete benzeyen mekanı fazlasıyla sever. Ancak bir süre sonra yerel kutlamaların ve pagan ritüellerinin yapıldığı bu yerin pek de düşündükleri kadar masum olmadığını anlarlar. 90 yılda bir düzenlenen gizli bir ayine katılan gençler, kendilerini korku labirentinin içinde bulur.
 

3. The Babadook

Kocasını 6 yıl önce kaybeden ve bu süreçte oğlu Samuel'ı yalnız büyüten Amelia, bir gün oğlunun kitapları arasında Mister Babadook adlı esrarengiz bir masal kitabı bulur. Kitabı okuduktan sonra, Samuel rüyasında Badabook canavarını gördüğünü söyler. Bu günden itibaren esrarengiz şeyler yaşanmaya başlar. Amelia kitabı yok ettikçe gizemli kitap bir şekilde yeniden belirmeye başlar. Öte yandan Samuel'ın kabusları gittikçe şiddetlenmeye, bu durum Amelia'yı da derinden sarsmaya başlayacaktır. Hem Amelia'nın hem de Samuel'ın kabuslarını süslemeye başlayan gizemli Badadook gerçek olabilir mi?

2. It Follows

Jay, yaşıtları gibi günlerini yakın arkadaşları ve ailesiyle geçiren sıradan bir gençtir. Bir gün hoşlandığı gençle birlikte şehir dışındaki bir harabeye gider ve sonrasında kendini baygın vaziyette bulur. Jay'in sıradan hayatı bu an itibarıyla deneyimlemeye başladığı tuhaf sanrılarla kabusa dönüşür. Peşinde birileri ya da bir şeyler tarafından izlendiğine emindir ve arkadaşlarıyla bir araya gelip kendini izleyen ürkütücü şeyden kurtulmanın bir yolunu bulmak zorundadır.

Lovecraft balıkçılık oyunu film oluyor! Lovecraft balıkçılık oyunu film oluyor!

1. Audition

Eşini kaybeden bir işadamı yeniden evlenmek için ilginç bir yönteme başvurur. Evleneceği kadını bulabilmek adına bir seçme düzenler. Ancak seçmelere katılan kadınlar, bir filmin başrolü için denendiklerini sanmaktadır.

Not: Audition ve Cure gibi bazı filmler 2000 yılından önce çıkmasına rağmen global pazarda 2000 sonrasında izleyiciye sunulmuştur. Bu yüzden listemizde yer alıyorlar.

Editör: Megabayt Haber