Sinema

Yürüyen karizma Jean Reno'nun en iyi 10 filmi

Fransız aktör Jean Reno, Türkiye'de de çok sevilen filmlere imza atmış bir isim. Sizler için en iyi Jean Reno filmlerini sıraladık.

73 yaşındaki sinemanın önemli isimlerinden Jean Reno, neredeyse yarım asırdır sinema sekötründe boy gösteriyor. Fransızca, İngilizce, Japonca, İspanyolca ve İtalyanca filmlerde rol alan yetenekli oyuncu, Türkiye'dede büyük bir hayran kitlesine sahip desek yanlış olmaz.

Tabii ki Jean Reno denilince akla gelen ilk film olan Léon: The Professional (Türkçe'ye Sevginin Gücü olarak çevrilmiştir), oyuncunun zirve yaptığı yapımdır diyebiliriz.

Filmler dışında oyun dünyasında da önemli işlere imza atan Jean Reno, döneminde pek yapılmamış olan bir şeyi yapmış ve bir oyun karakterini canlandırmıştır.Popüler PlayStation 2 oyunu Onimusha serisinin üçüncü oyununda ana karakterlerden Jacques Blanc karakterini oynamış ve seslendirmiştir.

Gelin sizin için seçtiğimiz en iyi 10 Jean Reno filmine bakalım...

İşte Jean Reno'nun en iyi 10 filmi:

10- Le dernier combat (The Last Battle) (1983)

Çok az insanın hayatta kaldığı felaket sonrası bir dünya. Genç bir adam kendi yaptığı bir uçakla tuhaf bir şehrin yıkıntılarına vardığında kafasındaki tek şey kendisine bir kadın bulmaktır. Aradığı kadını kendisini kliniğine kilitlemiş, barbarların saldırılarından korunmaya çalışan bir doktorun yanında bulacaktır. Hep beraber saldırganlara direneceklerdir.

9- Les rivières pourpres (The Crimson Rivers) (Kızıl Nehirler) (2000)

Görevini yaparken uyguladığı sertlikten dolayı bir taşra görevine sürülen tecrübeli polis müfettiği Niemans ile genç yardımcısının korkunç şekilde işlenmiş seri cinayetleri çözme çabası olayların giderek karmaşıklaşmasıyla içinden çıkılmaz bir hal alır.Kitapları Türkiye'de de çok satan Jean-Christophe Grangé'ın ilk kitabı olan Kızıl Nehirler, Fransa'nın usta yönetmen-oyuncu ekibiyle başarılı bir gerilim filmi olarak beyazperdeye aktarılmış.

8- Tais-toi! (Ruby & Quentin) (Dost musun? Düşman mı?) (2003)

Ganimetini sakladıktan sonra, hapise düşen Ruby, sönük zekalı ve geveze dev Quentin ile karşılaşır. Quentin ona dostça davranır. Quentin, bir kez tek başına kaçmaya kalkışıp da işi işini yüzüne gözüne bulaştırınca birleşmeye karar verirler. Beceriksiz Quentin’i sarsmak mümkün olmayınca Ruby, onu yanına almak zorunda kalır. Eski ortaklarını bir suç işinde takip ederek sevdiği bir kadının ölümünün intikamını almak ister ve elbette ki herkesten önce sakladığı paraya ulaşması gerekmektedir.

7- Wasabi (2001)

Hutbert, Fransa'nın başkenti Paris'te polis dedektifi olarak görev yapmaktadır. Bir kriz anında kendi emniyet müdürünün oğlunu döver ve kısa sürede izne gönderilir. Bu esnada yirmi yıl evvel beraber olduğu bir Japon kadının öldüğünü öğrenir ve bir çağrı üzerine Japonya'ya gider. Kadın çok sevgili, eski sevgilisine önemli bir vasiyet bırakmıştır. Bu vasiyet zavallı Hutbert'e beladan başka hiçbir şey getirmeyecektir.

6- Ronin (1998)

Sam Amerikalı bir gizli ajandır. Uluslararası bir ekiple çalışmakta ve işinin ehli biri olarak anılmaktadır. Ününü yeraltı çevrelerinde yaymıştır. Ulaşılması en zor belgelere bile rahatlıkla ulaşabilen, birinci sınıf bir ajan olarak tanınmıştır. Soğuk savaşın son bulduğu dönemde Sam ve ekibi etik kuralları bırakmak durumunda kalırlar. Durumlarının ne olacağı belli değildir. Bu nedenle kendilerine en cazip gelen işlerde çalışmaya ve kim olursa olsun parayı verene fayda sağlamaya karar verirler. Zaten tehlikeli olan mesleki dünyaları böylece daha da teklikeli hale gelecektir. John Frankheimer'ın yönettiği Ronin'in oyuncu kadrosu tam bir yıldızlar geçidi... Filmin oyuncu kadrosunda Robert De Niro, Jean Reno, Stellan Skarsgard ve Natascha McElhone gibi isimleri görmek mümkün.

5- Le Grand Bleu (The Big Blue) (Derinlik Sarhoşluğu) (1988)

Jacques Mayol ve Enzo Molinari, birbirlerini çocukluklarından beri tanıyan iki arkadaştır. Her ikisi de okyanus ve dalış tutkusuna sahip olan genç adamlar, bir çok alanda rekabet içindedirler.

Sicilya’da yaşamakta olan Enzo, serbest dalış rekorunu 6 yıldır elinde bulundurmaktadır ancak rakipsizdir. Peru Andları’nda yaşayan Jacques’a haber gönderip kendisiyle yarışmak istediğini söyler. Sicilya’ya gelen Jacques, arkadaşını kolaylıkla yener. Rekabet zaman içinde artar ve iki adam, hayatlarını tehlikeye atmak pahasına inanılmaz derinliklere inerler.

Jacques’ın sevgilisi Johana, New York’tan gelir ve bu akıldışı savaşın sonlanmasını ister. Film, karanlık, esrarlı ve unutulmaz bir sona doğru ilerler.

Akıldan kolay kolay çıkmayacak denizaltı sekanslarına sahip olan Büyük Mavi, Yunanistan-Sicilya deniz manzaraları ve arkaplanındaki 80’lerin elektronik müziği ile adeta yönetmen Luc Besson’un bebeği gibi. Besson’u dünyaca ünlü yapan, şiddet dolu filmleri Nikita ve Léon’dan her anlamda farklı bir başyapıt. Ruhani bir yolculuğu, romantik komedi iskeleti üzerinde ve akıllara durgunluk veren bir görsellik eşliğinde anlatıyor.

4- La Rafle (The Roundup) (2010)

Yahudi arkadaşları ve ailesi ile birlikte, Almanya işgali altındaki Paris'te yaşamayı öğrenmeye çalışan 11 yaşındaki Joseph'in gözünden 1942'nin Fransa'sının anlatıldığı film, Almanya ve Fransa arasındaki Yahudi pazarlığını odağına alıyor.

3- Les Visiteurs (1993)

Orta çağdan bir soylu ve yardımcısı kazara 90'lı yılların Paris'ine düşerler. Geri dönmek içinse ellerinden geleni yapmaya kararlıdırlar.

2- 22 Bullets (L'Immortel) (2010)

Charly karanlık geçmişine sünger çeker ve suçlardan,suçlulardan uzak durma kuralı üzerine oturttuğu yeni bir sayfa ile hayata döner.Nitekim 3 yıl boyuncada bunu hayatını karısına ve 3 çocuğuna adayarak başarı ile gerçekleştirir.Lakin o uzak durmak,unutmak istesede geçmiş onun yakasından düşmemeye kararlıdır.Marseille’de bir otoparkta açılan ateş sonucu 22 kurşunu bedeninde hisseden Charly buna rağmen mucizevi bir şekilde hayatta kalmayı başarır.Artık tek gayesi ve amacı intikamdır.

1- Léon: The Professional (Sevginin Gücü) (1994)

Mathilda, New York'ta yaşayan ailesi dağılmış 12 yaşında küçük bir kızdır. Ailesini sevmeyen Mathilda için en değerli varlığı küçük kardeşidir. Babası uyuşturucu işlerine bulaşınca mafya ailenin tüm bireylerini öldürür. O sırada alışverişte olan Mathilda ise olaydan kılpayı kurtulur ve Leon'un kaldığı daireye saklanır. Leon ise çok soğukkanlı bir katildir. Ancak Mathilda'ya karşı içten bir sevgi besler ve ona kol kanat gerer. Aslında babalık, arkadaşlık gibi kavramlar ona çok yabancıdır.

{ "vars": { "account": "UA-53462249-3" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }