Peru'nun Nazca Çizgileri'nde 168 yeni antik çizim keşfedildi: Gizemlerini korumaya devam ediyorlar

Uçaklar ve yerden yüksek irtifada çekilen fotoğraflar, Peru'nun Güney Pasifik kıyısındaki UNESCO Dünya Mirası alanında 168 yeni antik tasarım keşfedildi. Yamagata Üniversitesi'nden Perulu ve Japon araştırmacıların yürüttüğü ortak araştırmada Nazca'da bulunan antik çizgilerin o görüntüleri..

Peru'nun eski Nazca ovasında ve çevresinde keşfedilen 150'den fazla yeni tasarım, bilim insanlarının ve ziyaretçilerin onlarca yıldır ilgisini çeken Kolomb öncesi gizemli sanat eserleri hakkında yeni bilgilere ışık tutabilir.

Yamagata Üniversitesi'nden Perulu ve Japon araştırmacılar, hava fotoğrafları ve dronlarla iki yıl süren saha araştırmalarının ardından bu ayın başlarında Peru'nun güney Pasifik kıyısındaki UNESCO Dünya Mirası alanında 168 yeni tasarımın keşfettiğini aktardı.

Güney Amerika çölüne oyulmuş/çizilmiş devasa figürler olan jeoglifler, 2.000 yıldan daha öncesine dayanıyor ve insanları, kedileri, yılanları, katil balinaları, kuşları ve yerli kamalidler, lamalar, guanakolar ve alpakalar gibi çeşitli hayvanları temsil ediyor.

Nazca Çizgileri araştırma programının baş arkeologu Jorge Olano, yeni çizgilerin ortalama iki ila altı metre uzunluğunda olduğunu söyledi. Sadece havadan görülebilen Nazca çizgilerinin amacı hala bir sır olarak kalmaya devam ediyor...

Araştırmayı yürüten Yamagata Üniversitesi'nden Profesör Masato Sakai, verdiği bir demeçte, bu ay sunulan bulguların daha küçük olduğunu ve yerden görülebildiklerini söyledi.

Peru'nun zengin tarihinin ikonik kalıntıları olan bu antik figürler, başkent Lima'dan yaklaşık üç saat uzaklıktadır.

Araştırmacılar, 2004'ten bu yana bölgede 190'dan fazşa figür keşfetmişti. Ancak bunların kapsadığı arazinin genişliği, miras alanını inceleme ve koruma çabalarını daha da karmaşık hale getiriyor.

Yamagata Üniversitesi, araştırmanın, hatların korunmasına yardımcı olmak için yapay zeka tabanlı araştırmalarda kullanılacağını söyledi.

Üniversitenin Peru hükümeti ile işbirliği içinde yaptığı çalışmalar sonucunda, kentsel ve ekonomik gelişmelerden kaynaklanan tehditlerle karşı karşıya olan eski bölgenin tanımlanmasına ve korunmasına yardımcı oldu.

Sakai, "Arkeoloji parkında artan madencilikle nedeniyle bazı jeoglifler yok olma tehlikesiyle karşı karşıya." dedi.