Fosil yakıtların yakılmasıyla üretilen üç ana madde, Kükürt dioksit (SO2), Azot oksit (NOx) ve çapı 10 mikrometre (0,001 cm) veya daha az olan partikül maddedir. Bu partikül maddeler küçük boyutları nedeniyle solunum yoluyla vücuda kolayca girebilir ve insanlar için büyük riskler oluşturur. Ülkemizde bu partikül maddeler en çok Kütahya'daki Seyitömer Termik Santralinden salınmaktadır. Bu maddeler sadece fabrika alanlarında bulunuyormuş gibi görünse de durum oldukça farklı. Londra merkezli iklim ve enerji düşünce kuruluşu EMBER'in paylaştığı rapora göre, fosil yakıtların yakılmasıyla ortaya çıkan maddelerin binlerce kilometre yol kat edebildiği belirtiliyor. Bu da ülkemizde bulunan ve bahsettiğimiz maddeler hakkında herhangi bir önlemi olmayan bir termik santralin, bulunduğu ili aşıp tüm Avrupa’ya bu gazların salınımını gerçekleştirebildiği anlamına gelmekte.
Paylaşılan bu rapora göre, Avrupa'da nitrojen oksit emisyonlarına en fazla katkıda bulunan Türkiye'de 6 termik santral bulunuyor. Bunlar; Listede üçüncü sırada Yatağan Termik Santrali, 13. sırada Soma Termik Santrali, 14. sırada Çayırhan Termik Santrali, 20. sırada Kemerköy ve 26. sırada Yeniköy Termik Santrali. Listenin başında ise Polonya'daki Belchatow Termik Santrali var. Kükürt dioksit emisyonuna gelirsek, işlerin düzeldiğini söyleyemeyiz.
Partikül maddelere geldiğimizde yine işler iyi gidiyor gibi görünmüyor. Rapora göre Avrupa’daki partikül madde salınımının yüzde 24’ünden Türkiye sorumlu bulunmakta. Bu, yüzde 27 ile ilk sırada bulunan Ukrayna karşısında ikinci sırada olduğumuzu gösteriyor. Azot oksit salınımında ise yüzde 20 ile ilk sırada Türkiye bulunuyor.
Editör: Megabayt Haber
