Yaşam

Marmara Denizi bu gidişle hem ölecek hem öldürecek! Kolera salgını kapıda...

Son günlerin en çok tartışılan konularından biri olan deniz salyası(müsilaj), Marmara Denizi'nin birçok yerinde etkisini göstermeye devam ediyor. Kısa sürede...

deniz salyası(müsilaj), Marmara Denizi'nin birçok yerinde etkisini göstermeye devam ediyor. Kısa sürede planktondaki aşırı artışın yol açtığı bu ciddi doğa sorunu, ülkemizdeki bazı uzmanlar tarafından Marmara Denizi'nin öldüğünün bir göstergesi olarak yorumlanıyor. Ancak bugün deniz salyasının  insan yaşamı üzerindeki en ciddi etkilerinden biri açıklandı. BIA yazarlarından Gıda Mühendisi Bülent Şık, deniz salyasının kolera hastalığına neden olan vibrio chlorae bakterisinin yayılmasına neden olabileceğini belirtti. Peki deniz salyasının neden olduğu açıklanan kolera hastalığı nedir? Kolera, özellikle savaşan ve doğal afetlerden etkilenen yoksul ülkelerde kolaylıkla yayılan bir hastalıktır. Vibrio cholerae bakterisi ince bağırsakta enfeksiyona neden olmakla birlikte protein yapılı enteriyoksin adı verilen bir zehrin üretildiği bu hastalıkta ince bağırsak duvarındaki epitel hücreleri adenil sikloz adı verilen bir enzimde salgılar. Adenil sikloz enziminin salgılanması ile endorosin 3,5 monofosfat adı verilen bir maddenin üretiminde artış olur. Bu maddenin üretiminin artması vücut sıvısının boşluğa geçmesine neden olur ve bunun sonucunda vücuda alınan sıvı ve elektrolitler ince bağırsaklar tarafından emilemez ve direkt olarak atılır. Bu zincirleme olaylar sonucunda ortaya çıkan kolera, insan hayatını büyük tehlikeye atmaktadır. Kolera hastalığının en büyük nedenlerinden biri ise kanalizasyon suyunun içme suyuna karışmasıdır. Vibrio cholerae bakterilerinin vücuda girmesi için kontamine su içmek veya kullanmak yeterlidir. Ayrıca sebze ve meyveleri kirli suyla yıkamak ve sebze ve meyveleri yıkamadan tüketmek de kolera nedenleri arasında bulunmaktadır. Kolera hastasının kullandığı tabak, bardak, çatalla yemek yemesi, kullandığı havluyla aynı havluyu kullanması, kıyafetlerini giymesi gibi eylemler de kolera bulaşmasına neden olmaktadır. Banknotlar, karasinekler ve az pişmiş ve çiğ deniz ürünleri tüketimi de kolera yayılmasına katkıda bulunur. Ölümle sonuçlanabilen kolera hastalığının belirtileri, vibrio cholerae bakterisinin vücuda alınmasının üstünden geçen 6-48 saat sürenin ardından kendisini göstermeye başlar. Kolera hastalığına kapılanlarda görülen ilk belirti şiddetli ishaldir. Şiddetli ishalle birlikte kusma da görüldüğü takdirde kolera hastalığından şüphelenir. Ancak kolera hastalığının belirtileri yalnızca bunlarla sınırla kalmaz. Koleradan şüphelenilmesine neden olan semptomlar arasında sıvı kaybına bağlı şok, kas krampları, karın ağrısı ve şişmesi, solunum yetmezliği ve morarma, göz çökmesi, mide çökmesi, cilt kırışması, ağız kuruluğu, ses kısıklığı, düşük tansiyon, yorgunluk, halsizlik, artan kalp hızı. , aşırı susama ve inleme de dahildir. Kolera hastalığının teşhisi ile tedaviye hemen başlanması büyük önem taşımaktadır. Çünkü kolera'yı ölümcül bir hastalık yapan en büyük etken vücuttaki su kaybıdır. Tedavide öncelik hastanın vücudunda kaybettiği sıvının geri kazanılmasıdır. Tedavi sürecinde hastaya şeker ve tuz karışımı içeren sıvılar serum olarak verilir. Tedavide çeşitli antibiyotikler de kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra kolera aşısı da salgın dönemlerinde büyük önem taşımaktadır. Aşı, kişileri kolera hastalığından %50 oranında korur. Tedavi gören kolera hastalarının durumu normale dönse de zararlı patojen bakterinin vücuttan atımı ortalama 1 hafta kadar daha sürer. Bakterinin tamamen vücuttan atıldığını anlamak için 24 saat ara ile 2 dışkı kültürü alınması gerekir. Her iki kültürün testlerinin sonuçları negatif çıktığı takdirde bakterinin tamamen vücuttan atıldığı anlaşılır.
{ "vars": { "account": "UA-53462249-3" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }