Hawaii Üniversitesi'ndeki (UH) bilim insanları tarafından yakın zamanda yürütülen bir araştırmaya göre, iklim değişikliğinin bir sonucu olarak gökkuşaklarına görmek için daha fazla fırsat yakalayacağız. Araştırmanın yazarları, 2100 yılına kadar, Dünya üzerindeki kara konumlarında yirmi birinci yüzyılın başında olduğundan %5 daha fazla gökkuşağı görüleceği tahmin ediliyor. Gökkuşağı oluşumundaki bu büyük artışlar, ısınmayla birlikte daha az kar ve daha fazla yağmurla sonuçlanacağı tahmin edilen kuzey enlemlerinde ve aşırı yüksek rakımlarda meydana gelmeye başlayacak. Ancak Akdeniz iklimi gibi az yağış yaşanılan bölgelerde iklim değişikliğinin bir sonucu olarak daha nadir yağış ve dolayısıyla daha az gökkuşağı görüleceği bekleniyor.

gökkuşağı (2)

Artık daha fazla gökkuşağı görülecek

Su damlacıkları güneş ışığını kırdığında gökkuşağı oluşur. Bu nedenle güneş ışığı ve yağış, gökkuşakları için olmazsa olmaz temel kondisyonlardır. 

Torunlarınız göremeyebilir: Muzların soyu bu hastalık yüzünden tükeniyor! Torunlarınız göremeyebilir: Muzların soyu bu hastalık yüzünden tükeniyor!

New York Üniversitesi Çevre Çalışmaları Bölümü'nde görev yapan çalışmanın baş yazarı Kimberly Carlson, "Hawai'i'de yaşarken, büyüleyici, geçici gökkuşaklarının günlük hayatımın bir parçası olduğu için minnettar hissettim. Ve bunun üzerine İklim değişikliğinin bu tür gökkuşağı izleme fırsatlarını nasıl etkileyebileceğini merak ettim." dedi.

Carlson'un gündeme getirdiği konu, UH Mānoa Coğrafya ve Çevre görevlisi Camilo Mora'nın ilgisini çekti ve konuyu lisansüstü derslerinden biri için proje konusu olarak sundu.

gökkuşağı (4)

Camilo Mora,"İklim değişikliğinin insanların sağlığını ve geçim kaynaklarını nasıl doğrudan etkilediğini, küresel sıcak çarpmaları gibi bir çok yol ile sık sık inceliyoruz." dedi.

"Bununla birlikte, çevre estetiğinin iklim değişikliğinden nasıl etkilenebileceğine bakan çok az çalışma var ve hiç kimse, iklim değişikliği bağlamında çok daha az gökkuşağı oluşumlarının haritasını çıkarmaya çalışmadı."

İnternetten toplanan gökkuşağı fotoğraflarıyla yeni bir araştırma modeli oluşturdular

Bu soruyu cevaplamak için UH Mānoa'dan bir ekip toplayan Mora, insanların fotoğraf paylaştığı bir sosyal medya platformu olan Flickr'a yüklenen fotoğraflara baktı. Işığın yağmur damlacıkları tarafından kırılmasından kaynaklanan gökkuşağını tanımlamak için "gökkuşağı" kelimesiyle etiketlenmiş, dünya çapında çekilmiş on binlerce fotoğrafı teker teker sıraladılar.

UH Mānoa Okyanus ve Yer Bilimleri ve Teknolojisi Okulu'nda (SOEST) Küresel Çevre Bilimi lisans öğrencisi ve makalenin ortak yazarlarından olan Amanda Wong, "Gökkuşağı resimlerini, gökkuşağı bayraklarının olduğu fotoğraflardan ayıklamak zorunda kaldık. Ayrıca gökkuşağı alabalığı, gökkuşağı okaliptüsü gökkuşağı yiyecekleri gibi...

gökkuşağı (3)

Ardından, bilim insanları gökkuşağı fotoğraf konumları ve yağış haritaları, bulut örtüsü ve güneş açısına dayalı bir gökkuşağı tahmin modeli geliştirdiler. Son olarak, küresel kara alanları üzerinde günümüzdeki ve gelecekteki gökkuşağı oluşumlarını tahmin etmek için oluşturdukları bu yeni modeli uyguladılar.

SOEST Atmosfer Bilimleri profesörü Steven Businger'e göre: Adalar, gökkuşaklarını görmek için en iyi yerlerdir. Bunun nedeni, ada arazisinin günlük deniz meltemleri sırasında havayı kaldırması ve güneşin görkemli gökkuşakları üretmesine izin veren açık gökyüzü ile çevrili yerel sağanak üretmesidir."

Son zamanlarda “Dünyanın gökkuşağı başkenti” olarak adlandırılan Hawaii Adaları'nın ekstra olarak yılda birkaç gün daha gökkuşağı yaşayacağı tahmin ediliyor.  Bununla birlikte, gökkuşağı, tarih boyunca ve tüm dünyada insan kültürünün önemli bir parçasıdır ve estetik açıdan büyüleyici olarak nitelendirilir.

“İklim değişikliği, Dünya üzerindeki insan deneyiminin tüm yönlerinde yaygın değişiklikler yaratacak. Çevremizdeki ses ve ışık gibi soyut kısımlarındaki değişimler bu değişimlerin bir parçası ve araştırmacıların daha fazla ilgisini hak ediyor.” 

Kısacası insanların iklim değişikliği altında daha fazla gökkuşağına rastlayacağı yeni bir dönem başlıyor diyebiliriz.

Editör: Enes Sapmaz