Avustralyalı şirket Vow tarafından üretilen benzersiz köfte, bu hafta Hollanda'daki bir bilim müzesi olan Nemo'da tanıtıldı. Çalışma, insanların ineklerin ve diğer çiftlik hayvanlarının iklim değişikliğini nasıl etkilediğini yeniden değerlendirebilmesi için hayvanları kesmeden yetiştirilen et hücrelerinin potansiyelini keşfetmeyi amaçlıyor.
Vow daha önce sığır eti, domuz eti ve tavukları ele alan laboratuvar etleri üretmişti, ancak şimdi et ürünleri oluşturmak için geleneksel olmayan türler arıyor. Vow'un CEO'su George Peppou konu hakkında yaptığı açıklamada, "Et tüketimi söz konusu olduğunda davranış değişikliği sorunumuz var" dedi.
"Amaç, birkaç milyar et tüketicisini hayvansal protein yemekten elektrikli sistemlerde üretilebilen şeyleri yemeye geçirmek. Ve bunu yapmanın en iyi yolunun eti icat etmek olduğuna inanıyoruz. Büyümesi kolay, gerçekten lezzetli ve besleyici hücreler arıyoruz ve sonra gerçekten lezzetli etler oluşturmak için bu hücreleri karıştırıp eşleştiriyoruz."
Sığır eti üretimi, sera gazı emisyonuna en önemli katkı sağlayan unsurlardan biri olduğu için şirket şimdiden alpaka, bufalo, timsah, kanguru, tavus kuşu ve farklı balık türleri dahil olmak üzere 50'den fazla türle deneyler gerçekleştirmeye başladı.
George Peppou ve Tim Noakesmith ortaklığında kurulan Vow, yünlü mamutu 'çeşitlilik kaybının ve iklim değişikliğinin sembolü' olduğu için seçtiklerini söyledi. Ancak bu, soyu tükenmiş bir hayvanın et üretimi için kullanıldığı ilk sefer değil.
2018'de Geltor adlı bir şirket, bir mastodonun DNA'sından jelatin ile jelibon ayıcıklar yarattı. Bu soyu tükenmiş fil benzeri hayvan, 23 milyondan 10.000 yıl öncesine kadar Kuzey ve Orta Amerika'da yaşamıştı.
