Derin uzay görevlerinde, astronotlar yüksek düzeyde galaktik kozmik radyasyon (GCR) ve mikrograviteye maruz kalıyor, ki bu da artan oksidatif stres ve endotel disfonksiyonu ile ilişkilidir. Oksidatif stres ve endotel disfonksiyonu, ereksiyon sorununun patogenezinde etkili faktörlerdir, ancak uzay yolculuğunun ereksiyon fonksiyonları üzerindeki etkileri büyük ölçüde keşfedilmemiştir.
Araştırma, ereksiyon fonksiyonu için kritik olan dIPA (distal internal pudendal artery) ve CC (corpus cavernosum) dokuları üzerinde simüle edilmiş uzay yolculuğu ve uzun vadeli iyileşmenin etkilerini belirlemeyi amaçlıyordu. Çalışma, 86 yetişkin erkek Fisher-344 faresini içeriyordu; bunlar altı gruba ayrıldı ve NASA Uzay Radyasyon Laboratuvarı'ndaki yer tabanlı GCR simülatöründe 4 haftalık arka bacak yükünün kaldırılması (HLU) veya ağırlık taşıma kontrolü ve sahte veya simüle edilmiş GCR'ye maruz bırakıldı.
4 haftalık maruziyetin ardından ve 12-13 aylık bir iyileşme sürecinin sonrasında, dIPA ve CC doku segmentlerinin ex vivo fizyolojik analizi, HLU ve GCR'nin dokuya tip özgü endotel bağımlı ve bağımsız rahatlama üzerinde farklı etkilerini ortaya koydu.
Bulgular, uzay yolculuğunun bazı yırtıcı sıçanlar üzerinde yapılan simülasyon çalışmalarına dayanarak ereksiyon sorunu ile ilişkilendirilen vasküler dokular üzerinde uzun süreli olumsuz etkilere sahip olabileceğini göstermektedir.
Galaktik kozmik radyasyonun nispeten düşük dozları ve daha az ölçüde simüle edilmiş ağırlıksızlık, genellikle artan oksidatif stres yoluyla vasküler değişikliklere neden oldu. Farklı antioksidan tedavilerinin bazı etkileri hafifletebileceği belirtiliyor.
Florida State Üniversitesi'nden Dr. Justin D. La Favor, olumsuz etkilerin uzun süreli olduğunu belirtse de, dokulardaki redoks ve nitrik oksit yollarına akut bir şekilde odaklanarak indüklenen fonksiyonel iyileşmelerin, ereksiyon sorununun tedavi edilebilir olabileceğini öne sürdü.
Önümüzdeki yıllarda planlanan insanlı uzay görevleri göz önüne alındığında, çalışma astronotların Dünya'ya dönüşlerinde cinsel sağlıklarının yakından izlenmesi gerekliliğini vurgulamaktadır. Uzay seyahati ile ilişkilendirilen potansiyel risklerin anlaşılması ve bu yolculuklara çıkanların refahını sağlamak için bu risklere müdahale etmek kritik önem taşımaktadır.