Karıncaların, insanları birçok yönden alt edebileceğini biliyor muydunuz? Daha dayanıklıdılar ve sayıca üstünler. Karmaşık ve iş birliğine dayalı yapıları, herhangi bir ortama ya da bireye meydana meydan okuyacak koşullarda hayatta kalmalarını sağlar.
Muhtemelen sıradaki pikniğinize gelmelerini yine istemeyeceksiniz ama yine de karıncaların harika canlılar olduğunu anlayacağınız gerçekleri sizlere anlattık.
Karıncalar hakkında 10 ilginç gerçek
1- Karıncalar Süper İnsan gücüne sahiptir
Karıncalar, çeneleriyle kendi vücut ağırlıklarının tam 50 katı cisimleri taşıyabilirler. Boyutlarına göre kasları, kendinden daha büyük hayvanlardan, hatta insanlardan daha kalındır. Bu oran, daha fazla güçlü olmalarını ve daha büyük nesneleri taşımalarını sağlar. Eğer bir insan, karınca kadar güçlü olsaydı, sokaktaki bir arabayı rahatlıkla başının üzerine kadar kaldırabilirdi.
2- Asker karıncalar kafalarını bir ‘tıpa’ olarak kullanırlar
Karınca türleri arasında olan asker karıncaların kafaları, modifiye edilmiş ve yuva girişine uyacak şekilde şekillenmiştir. Girişin hemen içinde oturarak yuvaya erişimi engellerler e kafalarını davetsiz misafirleri uzak tutmak için adeta şarap şişesindeki bir mantar gibi kullanırlar. Bir işçi karınca yuvasına döndüğünde, muhafıza bunun koloniye ait olduğunu bildirmek için asker karıncanın kafasına dokunur.
3- Karıncalar, bitkilerle simbiyotik ilişki kurabilirler
Simbiyotik ilişki, iki canlının tek bir organizma gibi birbirleriyle yardımlaşacak bir arada yaşamalarıdır. Karınca bitkileri veya myrmecophytes , karıncaların barınabileceği veya beslenebileceği doğal olarak oluşan oyuklara sahip bitkilerdir. Bu boşluklar içi boş dikenler, gövdeler ve hatta yaprak sapları olabilir. Karıncalar oyuklarda yaşar, şekerli bitki salgılarıyla veya özsuyu emen böceklerin salgılarıyla beslenir. Bir bitki böyle lüks bir konaklama sağlamak için ne elde eder? Karıncalar, konukçu bitkiyi otçul memelilerden ve böceklerden korur ve hatta üzerinde büyümeye çalışan parazit bitkileri budayabilir.
4- Karıncaların toplam biyokütlesi tüm kuş ve memeli hayvanların toplamından daha ağırdır
Yapılan araştırmada Dünya üzerinde 20 katrilyon (20.000.000.000.000.000) karınca yaşadığı tahmin ediliyor. Dünya’da 8 milyar insan yaşadığını kabul edersek, her bir insan için 2.5 milyon karınca bulunuyor. Dünya’daki tüm karıncaların toplam ağırlığı ise 12 megatona (1 megaton, 1000000 ton.) eşit. Bu da karıncaların, tüm kuş ve memeli hayvanların toplamından daha ağır olduğunu ortaya çıkarıyor. Çoğu tropikal bölgelerde yaşar. Tek bir dönümlük Amazon yağmur ormanı 3,5 milyon karıncaya ev sahipliği yapabilir.
5- Karıncalar bazı böcek türlerini güderler
Karıncalar, yaprak bitleri veya yaprak bitleri gibi özsuyu emen böceklerin şekerli salgılarını elde etmek için hemen hemen her şeyi yapacaklardır. Bazı karıncalar, tatlı özsuyu yakın tedarikte tutmak için , yumuşak gövdeli zararlıları bitkiden bitkiye taşıyan yaprak bitlerini güderler. Yaprak bitleri bazen karıncalardaki bu besleyici eğilimden yararlanır ve yavrularını karıncalar tarafından büyütülmek üzere bırakırlar. Bu, yaprak bitlerinin başka bir kuluçka yetiştirmesine izin verir.
6- Bazı karıncalar diğer karıncaları kölesi yapar
Bazı karınca türleri,diğer karınca türlerinden esir alarak onları kendi kolonileri için ev işleri yapmaya zorlar. Bal küpü karıncaları, yabancı kolonilerden bireyleri emirlerini yerine getirmek için alabilir. Hatta kimi zaman aynı türden karıncaları bile köleleştirebilir. Amazon karıncaları olarak da bilinen Polyergus kraliçeleri, Formica karıncalarının kolonilerine baskın düzenler. Amazon kraliçesi, Formica kraliçesini bulur ve öldürür , ardından Formica işçilerini köleleştirir. Köleleştirilmiş işçiler, gaspçı kraliçenin kendi kuluçkasını büyütmesine yardım eder. Polyergus yavruları yetişkinliğe ulaştığında , tek amaçları diğer Formica kolonilerine baskın yapmak ve köleleştirilmiş işçilerin istikrarlı bir şekilde tedarik edilmesini sağlamaktır.
7- Karıncalar dinozorlarla birlikte yaşadı
Karıncalar yaklaşık 130 milyon yıl önce erken Kretase döneminde evrimleşmiştir. Böceklerin fosil kanıtlarının çoğu, eski kehribar topaklarında veya fosilleşmiş bitki reçinesinde bulunur. Bilinen en eski karınca fosili, ilkel ve şimdi soyu tükenmiş bir karınca türü olan Sphercomyrma freyi , New Jersey'deki Cliffwood Beach'te bulundu. Bu fosil sadece 92 milyon yıl öncesine ait olsa da, neredeyse aynı yaşta olduğu kanıtlanan başka bir karınca fosili, günümüz karıncalarına kadar açık bir soya sahiptir ve bu da önceden varsayıldığından çok daha uzun bir evrimsel çizgiyi akla getirmektedir.
8- Karıncalar insanlardan çok önce çiftçiliğe başladı
Mantar yetiştiren karıncalar, insanların kendi mahsullerini yetiştirmeyi düşünmesinden yaklaşık 50 milyon yıl önce tarımsal girişimlerine başladılar. En eski kanıtlar, karıncaların tarıma 70 milyon yıl kadar erken bir tarihte, Tersiyer döneminin başlarında başladığını gösteriyor . Daha da şaşırtıcı olan, bu karıncalar, küf oluşumunu engellemek için antibiyotik özellikli kimyasallar salgılamak ve gübre kullanarak gübreleme protokolleri tasarlamak da dahil olmak üzere, mahsul verimlerini artırmak için karmaşık bahçecilik teknikleri kullandılar.
9- Karıncaların ‘Süper kolonileri’ binlerce kilometre uzayabilir
Güney Amerika'ya özgü Arjantinli karıncalar, tesadüfi girişler nedeniyle şimdi Antarktika hariç her kıtada yaşıyor. Her karınca kolonisinin, grup üyelerinin birbirlerini tanımasını sağlayan ve koloniyi yabancıların varlığına karşı uyaran kendine özgü bir kimyasal profili vardır. Bilim adamları kısa süre önce Avrupa, Kuzey Amerika ve Japonya'daki devasa süper kolonilerin hepsinin aynı kimyasal profili paylaştığını, yani özünde küresel bir karınca süper kolonisi olduklarını keşfettiler.
10- İzci Karıncalar Başkalarını Yiyeceklere Yönlendirmek İçin Koku İzleri Bırakıyor
İzci karıncalar tarafından kolonilerinden çıkan feromon izlerini takip ederek, yiyecek arayan karıncalar verimli bir şekilde yiyecek toplayabilir ve depolayabilir. Bir izci karınca önce yiyecek aramak için yuvadan ayrılır ve yenilebilir bir şey bulana kadar rastgele dolaşır. Daha sonra yiyeceğin bir kısmını tüketir ve doğrudan bir çizgide yuvasına geri döner. Görünen o ki izci karıncalar, yuvalarına hızla geri dönmelerini sağlayan görsel ipuçlarını gözlemleyip hatırlayabiliyor. Geri dönüş yolunda izci karıncalar, salgıladıkları özel kokular olan ve yuva arkadaşlarını yemeğe yönlendiren bir feromon izi bırakırlar. Toplayıcı karıncalar daha sonra izci karınca tarafından belirlenen yolu takip eder ve her biri, başkaları için onu güçlendirmek için patikaya daha fazla koku ekler. İşçi karıncalar, besin kaynağı tükenene kadar iz boyunca ileri geri yürümeye devam eder.
