Washington Post, 66 yaşındaki bir hastanın 2019'daki kemik iliği naklinden sonra vücudunda artık potansiyel olarak ölümcül virüsün izlerine rastlanmadığı belirtti. Doktorlar, bir kemik iliği donörünün 'doğal olarak HIV'e dirençli' olduğunu keşfettiler ve nakil ile hasta üzerindeki virüsü etkili bir şekilde ortadan kaldırdılar.
HIV ilaçlarını almayı bıraktı
Tedavi için çok minnettar kaldığını belirten hasta, virüsün AIDS'e dönüşmesini önlemek için tasarlanmış HIV ilacını almayı bıraktı. HIV hastası adam, " HIV'im olmadığı günü görecek kadar yaşayacağımı hiç düşünmemiştim." dedi
Hasta kimliğini açıklamak istemedi
Kimliğinin halka açıklanmasını istemeyen hasta, tedavi gördüğü Kaliforniya hastanesinin takma adı olan 'Umut Şehri' hastası olarak tanınmaya başladı. Üç yıl önce kan kanseri lösemisine yakalandı ve doktorlar, hayatta kalabilmesi için bir organ nakline ihtiyacı olduğuna karar verdi. Daha sonra donörün, HIV'in vücut hücrelerine sızmasını ve çoğalmasını engelleyen bir genetik mutasyona sahip olduğunu keşfettiler.
HIV tedavisi üzerindeki araştırmalar devam ediyor
Umut Şehri hastası, HIV'den etkili bir şekilde tedavi edilen dünyadaki dördüncü kişidir. Ancak bu, enfekte olan herkese kemik iliği nakli vererek HIV salgınını yok edebileceğinin anlamına gelmiyor.
City of Hope Hastanesi'nin bulaşıcı hastalıklar doktoru olan Doktor Jana Dickter, yaptığı açıklamada, ne yazık ki bu durumun biraz daha karmaşık olduğunu söyledi.
Dickter,"Önemli potansiyel yan etkileri olan karmaşık bir prosedür. Dolayısıyla, HIV ile yaşayan çoğu insan için gerçekten uygun bir tedavi seçeneği değil" dedi.
Şu anda dünya genelinde HIV virüsüyle yaşayan yaklaşık 38 milyon insan olduğu düşünülüyor.
Ayrıca Doktor Dickter, "HIV'inin remisyonda olduğunu ve artık 30 yılı aşkın süredir devam ettiği antiretroviral tedaviyi alması gerekmediğini bildirmekten heyecan duyduk" dedi.
Araştırmacılar şimdi, kemik iliği nakli donörünün HIV hastalarında onunla çalışıp çalışamayacaklarını görmek zorunda olduğu genetik mutasyonunu araştırıyorlar.
43 milyon kadar insanın ölümüne sebep olan hastalığın tedavisine her zamankinden daha fazla yaklaşmış bulunuyoruz.
