Bilim adamları, süper bilgisayar tarafından oluşturulan bilimsel modellemeyi kullanarak, bitki ve hayvanların yüzde 10'unun 2050'ye kadar, yüzde 27'sinin ise 2100'e kadar yok olacağı şeklindeki korkunç tahmini paylaştılar.

Model, bugün doğan bebeklerin filler veya koalalar da dahil olmak üzere çok sayıda hayvanı gören son nesil olabileceğini öne sürüyor. Araştırmacılar, Dünya'nın iklim değişikliği ve arazinin kullanım şeklindeki değişiklikler de dahil olmak üzere çeşitli faktörler tarafından yönlendirilen 'altıncı kitlesel yok oluş' ile karşı karşıya olabileceğini iddia ettiler.

Çalışmanın yazarı Flinders Üniversitesi'nden Profesör Corey Bradshaw şöyle açıkladı:

Japon bilim insanları, elektromanyetik dalgalar kullanarak yeni bir materyal teknolojisi geliştirdi! Japon bilim insanları, elektromanyetik dalgalar kullanarak yeni bir materyal teknolojisi geliştirdi!

"İklim değişikliği nedeniyle avını kaybeden yırtıcı bir tür düşünün. Av türlerinin kaybı, doğrudan bir rahatsızlığa yenik düştüğü için 'birincil yok olma'dır. Ancak yiyecek hiçbir şeyi olmayınca, yırtıcısının da soyu tükenecek, yani ortak bir yok oluş yaşanacak. Ya da bir parazitin ev sahibini ormansızlaşmaya kaptırdığını ya da çiçekli bir bitkinin çok ısındığı için polen tozlayıcısını kaybettiğini düşünün. Her tür bir şekilde diğerine bağımlıdır."

VLSN3FKE6JIEPDGMINKT33EGDQ

Çalışma için, araştırmacılar Avrupa'nın en güçlü süper bilgisayarlarından birini sanal türler ve hayatta kalmak için hangi hayvanın diğerini yediği ile bağlantılı binlerce "besin ağı" ile doldurdukları "sentetik Dünyalar" yaratmak için kullandılar.

Profesör Bradshaw şunları ekledi: "Bu çalışma benzersizdir, çünkü aynı zamanda biyoçeşitlilik üzerindeki ikincil etkiyi de hesaba katarak yerel besin ağlarında nesli tükenmekte olan türlerin etkisini doğrudan etkilerin ötesinde tahmin ediyor. Sonuçlar, gıda ağları içindeki bağlantıların, önümüzdeki 75 yıl boyunca en duyarlı türler için tahmini yüzde 184'e varan bir orana kadar biyolojik çeşitlilik kaybını kötüleştirdiğini gösteriyor. Nesli tükenmeleri tahmin etmeye yönelik geleneksel yaklaşımlarla karşılaştırıldığında, modelimiz iklim, arazi kullanımı ve ekolojik etkileşimlerin etkileşimine yanıt veren tür çeşitliliği modellerindeki varyasyona ilişkin ayrıntılı bir fikir veriyor."