Bilim insanlarının yaptığı araştırmalar, yaban domuzlarında bulunan yüksek radyoaktivitenin temel kaynağının, 1960'ların Soğuk Savaş döneminde gerçekleştirilen nükleer silah testleri olduğunu tespit etti. Bu testler sırasında atmosfere yayılan radyoaktif maddeler, gıda zinciri aracılığıyla domuzların beslenme alışkanlıklarına girdi. Bu nedenle, yıllar geçse de radyoaktivite seviyeleri düşmedi.
Araştırmacılar, bu radyonüklid salınımının çevresel etkilerinin yanı sıra halk sağlığına potansiyel tehditler oluşturabileceği konusunda uyarıda bulunuyorlar. "Nükleer saldırı tehditleri veya Rusya-Ukrayna savaşı gibi durumlar sırasında olası radyoaktif salınım, kaynağını belirlemek ve çevresel etkilerini değerlendirmek açısından büyük önem taşıyor" ifadesine yer verilen çalışma, bu tür durumların yönetiminin artık daha kritik hale geldiğine işaret ediyor.
Bilim dünyası uzun yıllardır "yaban domuzu paradoksu" olarak adlandırılan bir olguyu anlamaya çalışıyordu. Radyoaktivite seviyelerinin zaman içinde düşmesi beklenirken, 1986 yılından bu yana yaban domuzlarındaki radyoaktivite düzeylerinde belirgin bir düşüş gözlenmedi. Bu durum, yaban domuzlarının sıklıkla tükettikleri kirlenmiş topraklardan elde edilen geyik yer mantarlarının bu duruma katkıda bulunabileceği şeklinde açıklanıyor.
Birleşmiş Milletler'e göre, tarihsel olarak gerçekleştirilen nükleer testlerin dörtte biri atmosferde patladı ve radyoaktif serpintiler küresel rüzgarlar aracılığıyla geniş alanlara yayıldı. İlk nükleer test 16 Temmuz 1945 tarihinde Alamogordo, New Mexico'da gerçekleştirildi ve sonraki yıllarda Amerika Birleşik Devletleri, Sovyetler Birliği, Britanya, Fransa ve Çin gibi ülkeler toplamda yüzlerce nükleer test gerçekleştirdi.