İnsanlara ölüm sebeplerinin nasıl olacağı hakkında bir soru yöneltmemiz gerekse, robotlar tarafından öldürüleceğini kimse düşünmez. Fakat yapay zeka sürekli gelişmeye devam ediyor. Robotların hayatımızda kendine yer edinmesi çok yakın gibi görünüyor.
Yeni bir ırk doğuyor: Robotlar
Bilim kurgu senaryolarından çıkıp zeki bir ırk oluşturarak gündelik hayatımızın bir parçası haline gelmesine çok az zaman kaldı. Yeni teknolojinin insanlara karşı oluşturacağı tehditleri göz önüne alıp ciddiye alan insanlar bir araya gelip kaygılarını gidermekle kalmıyor, bir çözüm bulmak için uğraşıyorlar.
İnsanların, insanları tehlikeye atıp kendi eliyle yok etmesine engel olmak amacıyla, Oxford ve Cambridge üniversitelerindeki bilim insanlarının oluşturduğu bir ekip, Yapay zekanın insan varlığına oluşturduğu tehditleri öngörmek ve gerekli tedbirleri almak için çalışıyorlar.
Oxford Üniversitesi adı altında çalışan İnsanlığın Geleceği Enstitüsü (FHI) ile Cambridge Üniversitesi bünyesindeki Varoluşsal Risk Araştırma Merkezi (CSER) kısa süre içinde işbirliğine giderek farklı alanlarda geliştirilen kontrolsüz yapay zeka, robotlar ve nanoteknoloji konularında tehlike içeren senaryolara yoğun çaba harcıyorlar. Bu iki kurumdan bilimcilerin ortak düşüncelerinden biri de, yaratacak olduğumuz yapay sistemin uzun süre etkilerinin belirlenemeyecek olması.
CSER’ye, en önemli desteği Skype’ın kurucularından Jaan Tallinn veriyor. Tallinn “Yapay zekâ hatalarından oluşabilecek kaza olasılığının kanserden ya da kalp hastalığından ölmenin daha yüksek bir ihtimal” olduğunu söylemiştir.
Akıllı makinelerle ilgili teorilerin başlangıcı geçmişe dayanıyor. 1965’te New Scientist’te yayımlanan bir makalede, insanlar tarafından yapılacak bir yapay zekalı makine ile ilgili düşüncelerden bahsetmiştir. İnsanlığın son icadı olacak ve makine kendi kendini üretecek zeka ve yeteneklere ulaştığında önü durdurulamaz bir yeni dönem başlayacak. “Günümüzde yaşıyor olsaydı muhtemelen Stephen Hawking’le pek anlaşamazdı” diye bir yorumda bulunan bile oldu.
Yapay zekanın varlığını kabul etmeliyiz
Makinelerin dünyadaki insanlığın yok olmasından bahsederken asıl ürküten gözle görülenler değil. Nano boyutta robotların faydası çok fazla olacak gibi, ciddi tehditler yaratabileceği de çok açık olarak gözüküyor. Genetik ve biyoteknoloji alanında araştırmalara bakıldığında, insan hayatının ne kadar kolay kaybedileceğini görmemek elde değil. Amaç dışı kullanımda sentetik biyoloji insan varlığının sonunu tek başına getirebilecek potansiyele sahip.
Emin olduğum şey, yapılacak hataların geri dönüşü olmayacak. Bu yüzden yapılacak hamleleri göz önünde bulundurmak zorundayız. Yapay zekaların insani değerlerden çok uzak oluşu, iyi bir amaç için çalıştığını sanarak insanlığın yok olmasına sebep olabiliriz.
Bundan dolayı, insan varlığından daha zeki bi tür yaratırken çok dikkatli olunması gerekiyor. İnsan varlığı oluştuğundan beri nasıl ki bitkilere, hayvanların türünün yok olmasına yol açtıysa; insan yapımı makinelerinin de bu yolda ilerleyeceğine kesin gözüyle bakabiliriz.
Dünyadaki canlılarla oluşan bu ekosistem, insan varlığının bu kadar akıllı ve yetenekli bir varlık olacağını bilemezdi. Dünyaya en fazla zararı insanlar veriyor ve belki de gelecek zaman için aynı durumu makineler için söyleyeceğiz. Bu durumda ne ile karşı karşıya geleceğimizi ve hazırlıksız olan sadece doğa değil, insan varlığı olacak.
Çözümü ise makineleri ve yapay zekayı geliştirmemek değil. Çözümü kurallara göre ayarlamak ve bu kurallara uyulmasını düzenli şekilde denetlemek. Sürücüsüz otomobillerin insanları kaçırmaması için bir şeyler yapmaya başlamalıyız. Robotlar bizi öldürecek mi diye düşündüğümüzde aklımıza insanlarla savaşan “Terminatör” görüntüsü gelmemeli.