İnsan gözü için hafifçe fark edilen bu renk değişiklikleri dünya okyanuslarının %56'sında gerçekleşti ve bu, dünya üzerindeki toplam kara alanından daha büyük bir alanı kapsar. Denklem açısından, ekvatora yakın olan tropikal deniz bölgeleri zamanla giderek daha yeşil hale gelmiştir. Bu, yüzey okyanusu ekosistemlerinin de değiştiğini düşündürmektedir.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nün Dünya, Atmosfer ve Gezegen Bilimleri Bölümü'nde kıdemli araştırma bilim insanı ve çalışmanın ortak yazarı Stephanie Dutkiewicz, "Yıllardır bu deniz rengindeki değişikliklerin olacağını söyleyen simülasyonlar yapıyordum" dedi. Dutkiewicz, "Bunu gerçekten olurken görmek şaşırtıcı değil ama korkutucu. Ve bu değişiklikler, iklimimize insan kaynaklı değişikliklerle uyumludur" diye ekledi.
İngiltere'nin Southampton kentindeki Ulusal Okyanusografi Merkezi'nden çalışmanın baş yazarı B.B. Cael, "Bu, insan faaliyetlerinin Dünya üzerindeki hayatı nasıl etkilediğine dair ek kanıttır" dedi.
Derin mavi su çok az yaşamı yansıtırken, daha yeşil sularda bitki benzeri mikroplanktonlardan (fitoplanktonlar) oluşan ekosistemler bulunur. Fitoplanktonlar yeşil pigment klorofil içerir ve güneş ışığı toplamalarına yardımcı olur. Bu sayede atmosferdeki karbon dioksiti yakalarlar. Aynı zamanda fitoplanktonlar, deniz besin ağının temelini oluşturur ve okyanusların karbon dioksit emme ve depolama yeteneğinde önemli bir rol oynarlar.
Çalışma için araştırmacılar NASA'nın Aqua uydusu üzerindeki Orta Çözünürlüklü Görüntüleme Spektro-radyometresi (MODIS) tarafından yapılan okyanus rengi ölçümlerini analiz etti. MODIS, yedi farklı gözle görünür dalga boyunda ölçümler yaptı. Cael, 2002 ile 2022 yılları arasındaki tüm yedi renkli okyanus verisini bir araya getirerek bölgeden bölgeye yıllık değişimleri inceledi. Sonra da bu yıllık okyanus renk değişimlerinin iki on yıllık süre boyunca nasıl değiştiğini inceledi.
Cael, daha sonra Dutkiewicz'in 2019'da yaptığı simülasyon modeline baktı. Bu model, sera gazlarının etkisi ile etkisiz haliyle dünya okyanuslarını simüle etmişti. Sera gazları modeli, gerçek dünya uydusu verilerinin analizinden elde edilen sonuçlarla neredeyse aynı sonuçları verdi.
Bu çalışma, kısmen NASA tarafından desteklenmiştir. Araştırmanın bulguları yakın zamanda Nature dergisinde yayımlanmıştır.