"Doğa Tarihi Müzesi'nden paleontolog Jingmai O'Connor, 'Kuşlar da dahil olmak üzere teropod dinozorları, gezegenimizdeki en başarılı omurgalılardan biri olarak kabul ediliyor. Başarılarının ardında uçuş yetenekleri kadar, muhtemelen tüy yapılarındaki çok yönlü özellikler de etkili'" diyor.
Yapılan analizde, dünya genelindeki farklı kuş türlerinin kanat tüylerinin incelenmesi sonucunda, uçabilen tüm kuşların 9 ila 11 adet asimetrik uçuş tüyüne sahip olduğu belirlendi. Bu keşif, uçamayan kuşlarda ise birincil tüy sayısının büyük farklılık gösterdiğini ortaya koydu. Devekuşları bu tüyleri hiç taşımazken, penguenlerin kanatlarında tam 40 adet bulunuyor.
Doğa Tarihi Müzesi ornitologu Yosef Kiat, "Modern kuşlarda gördüğümüz birçok farklı uçuş stiline rağmen, hepsinin ortak bir özellik olarak 9 ile 11 arasında birincil tüy taşıyor olmaları gerçekten şaşırtıcı. Daha önce kimse bu ortak özelliği fark etmemiş gibi görünüyor" diyor.
Yapılan araştırma, uçuşun dinozorlarda muhtemelen yalnızca bir kez evrimleştiğini öne sürüyor. Analiz sonuçları, uçuş yeteneğinin evrimsel bir çeşitlilik sürecinden önce, bir ataya dayanan bir anatomik yapıyla ortaya çıktığını gösteriyor. Ancak, bazı türlerin bu yeteneği erken dönemde kaybettiği, bazılarının ise modern kuşlara evrimleştiği belirlendi.
Kiat ve O'Connor, daha önce dinozorlarda uçuşun birden fazla evrimleştiği yönündeki iddiaların, sadece iskelet verilerine dayandığını belirterek, "Kuş olmayan penaraptoranlardaki uçuş potansiyelini değerlendirmenin tüy yapısını incelemeden imkansız olduğunu savunuyoruz" diyorlar.
Ancak bilim insanları, fosil kayıtlarının henüz kanat evriminin en erken aşamalarını içermediğini ve bu nedenle bu keşfin tartışmanın finali olmadığını da vurguluyorlar.