ilk yerli plazma tesisinin temeli İstanbul'da atıldı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, fabrikanın alanında dünyadaki 13. tesis olacağını belirtti.
Yerli Plazma Üretim Tesisi'nin temel atma töreni Silivri'de gerçekleştirildi. Törene Sanayi ve Teknoloji Bakan Mustafa Varank da katıldı. Kan tedariki için de Türk Kızılay’ı ile anlaşma yapıldı. Yüksek teknolojili tesis, Türkiye'den yurt dışına her yıl ödenen 1,2 milyar liralık rakamın yurtiçinde kalmasını sağlayacak ve bu sayede plazma üretimi alanında önemli bir tasarruf sağlanmış olacak.
Kan ürünleri artık Türkiye'de üretilecek
Törende açıklamalarda bulunan Sanayi ve Teknoloji Bakan Mustafa Varank şunları söyledi:
"Bugün de 550 milyon euro yatırım değerine sahip plazma üretim tesisinin temel atma töreniyle karşınızdayız. Yaklaşık 66 bin metrekare kapalı alana sahip olacak bu tesis, 172 dönüm arazi üzerine inşa ediliyor. Bu tesis ile birlikte dünyada sadece 12 merkezde üretilen, maalesef Türkiye'de üretimi daha önce gerçekleştirilemeyen kan ürünleri üretilecek. Yani bu fabrika dünyada bu alandaki 13. tesis olacak.
Üretime geçtiğinde 450 vatandaşımıza ekmek kapısı olacak bu yüksek teknolojili tesis, Türkiye'den her yıl yurt dışına ödenen 1,2 milyar liralık rakamın yurtiçinde kalmasını sağlayacak."
Plazma ürünlerindeki en önemli husus olan kan tedariki konusunun da Türk Kızılay'ı ile yapılan anlaşma neticesinde çözüleceğine değinen
Bakan Varank,
"Tam kan bağışından elde edilen ancak kullanılmayıp çöpe giden plazmalar bu fabrikada değerlendirilecek. Tabi bu projenin vatandaşlarımızın sağlına yönelik katkıları ekonomik katkısının çok çok üzerinde. İnşallah Maxilcells liderliğinde Türkiye'nin ilk kan ürünleri biyoloji laboratuvarı da kurularak, önemli hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar burada geliştirilecek.
Bu vesileyle Türkiye'de çok büyük bir eksiklik olan kan ürünleri alanında bu muazzam yatırımın ülkemize ve milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum"
Hedef ilaç ve tıbbi cihaz sektöründeki tekelleşmeyi durdurabilmek
Bakan Varank açıklamalarına şöyle devam etti:
"Bugün ilaç ve tıbbi cihazda ticaret hacmi 2 trilyon doların üzerindedir. Bilhassa pandemiyle birlikte sektörün ekonomik ve stratejik önemi net bir şekilde görüldü. Günümüzde giyilebilir ve mobil sağlık uygulamaları giderek yaygınlaşıyor. Bu bağlamda ülkeler büyük bir dönüşümden geçen sağlık sektörüne büyük çaplı yatırımlar yapıyor. Biz de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak Mili Teknoloji Hamlesi öncülüğünde kendi kendimize yetebilen bir ülke olma yolunda adımlarımızı kararlılıkla atıyoruz. İnşallah akıllı yaşam ve sağlık alanındaki yeni yol haritamızı önümüzdeki yılın başında ilan edeceğiz.
Bu sene, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı ile hemoglobinden aglutinan serumlarına, çocuk felci aşılarından insülin içeren ilaçlara, ultrason cihazından bilgisayarlı tomografi cihazlarına kadar birçok ürünün geliştirilmesi için çağrıya çıktık.
Sonuçlarını yakın zamanda açıklayacağımız hamle programıyla katma değeri yüksek bu ürünlerden yerli ve milli olarak üretebileceklerimizi ülkemizin ürün yelpazesine kazandıracağız.
İlaç, sağlık ve medikal sektöründe yer alan Ar-Ge Merkezlerimize sağladığımız muafiyetler 600 milyon lirayı geçti. Hedefimiz zorlu bir pazar olan ilaç ve tıbbi cihaz sektöründeki tekelleşmeye dur diyebilmek. Türkiye olarak tedarik zincirlerinde kendimize yer açmak. Bu hedefi de inşallah nitelikli insan kaynağımız ve kaliteli altyapılarımızla başaracağız."