İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı'nın yaptığı açıklamaya göre
İzmir'de yeni bir COVID-19 mutasyonu görüldü. Bu yeni varyantın oranı, genel vakalar içerisinde %40'lık bir orana sahip.
İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, İzmir'de henüz tanımlanamayan yeni bir COVID-19 mutasyonu görülmeye başladığını söyledi. Bu varyantın henüz Türkiye'nin başka illerinde olup olmadığı kesin olarak bilinmiyor.
Lütfi Çamlı, bu yeni varyantın bilinen Alfa, Beta, Gama ve Delta varyantından farklı olduğunu aktardı. Bununla birlikte Tabip Odası Başkanı, yeni mutasyonu ilk defa keşfettiklerinde
İzmir'de genel vakalar içerisinde %20'lik bir oranda olduğunu ancak şimdi ise %40'lara kadar yükseldiğini bildirdi. Öte yandan Çamlı'ya göre bu oran Rize'de %50-%60 civarında. Şimdilik detaylı bilgilere sahip olmadıklarını söyleyen Çamlı, kesin sonuçların Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü laboratuvarından gelecek genomik testler ile elde edileceğini söylüyor.
"Genomik testler İzmir'de de yapılsın"
Yeni varyantların genomik testler sayesinde tespit edilebildiğini dile getiren Lütfi Çamlı, Türkiye'ye özgü varyant olup olmadığının da bu yolla anlaşılabileceğini belirterek şunları söyledi: "Bu test sadece Ankara'da yapılabiliyorsa bu testi yapabilecek birçok ilde yetkin laboratuvar var. İzmir'deki Dokuz Eylül Üniversitesi ya da Ege Üniversiteleri'nin laboratuvarları bunu yapabilir. Yeter ki finansman desteği sağlansın. Çünkü çok ucuz testler değil. Bunu yaygın olarak yaptığınız zaman varyantları daha erken saptayıp buna yönelik de gerek toplum sağlığı açısından gerekse salgının kontrolü açısından çok daha etkin tedbirleri erken dönemde alabilme imkanımız olabilir. İzmir'de yapılan testlerde günlük olarak bin 200, bin 300 testin sonucu pozitif çıkıyor. Bunların önemli bir kısmında Delta varyantı var ama ikinci sırada bu açıklanamayan grup var"
'Aşılamada daha ısrarcı olmalıyız"
Sonbahar aylarının pandeminin şiddetlendiği dönemler olduğunu hatırlatan Çamlı, yazın bulaştırıcılığın nispeten düşerken kapalı mekanlara girilmesiyle virüsün yayılım hızının arttığını belirtti. Sonbaharda üst solunum yolu enfeksiyonlarında da artış gözleneceğini ifade eden Çamlı, "Birçok bilim insanı sonbaharda 4’üncü pikin ortaya çıkacağını düşünüyor. Türkiye eğitimine en uzun ara veren Meksika'dan sonra ikinci ülkedir. Bu kadar süre eğitimin olmaması üzücü. Çocukların hem beden hem ruh sağlığında olumsuz etkilere neden oldu. Okulların açık olması pandemiyi çok da etkilemiyor ya da kapatılması pandemi kontrolüne avantaj sağlamıyor. Gerekli tedbirler bir an önce sağlanarak okullarımız açılmalı. Özellikle öğretmen, yardımcı personel, servis şoförleri ve tabii ki velilerin aşılanması önemli. Yoğun sınıfların seyreltilerek ikili, üçlü öğrenime geçilmesi, sınıfların havalandırılabilir olması, ihtiyaç halinde yeni öğretmenlerin istihdam edilmesi, okulların alt yapısı ve hijyenik koşullarının gözden geçirilmesi gerekmektedir. PCR testlerinin haftada iki kez yapılması hiçbir zaman aşının yerini tutmaz. Aşılanma konusunda daha ısrarcı olmalıyız. Eğer kapatılması gerekecekse okullar en son kapatılması gereken kurumlar olmalı. Salgındaki düzelmede ise ilk açılması gereken kurumlar olmalı" diye konuştu.